Online Formülasyon Temelli BDT: Uygulama ve Beceri Geliştirme Atölyesi
Bilişsel ve Davranışçı Terapiler (BDT) alanında eğitim almış terapistlere ve terapist adaylarına yönelik bu atölye, teorik bilginizi gerçek vakalar üzerinden uygulamaya dönüştürmeniz için tasarlandı. BDT eğitiminizin doğal devamı niteliğinde olan bu çalışma, klinik duyuş kapasitenizi güçlendirecek, vaka formülasyonu ve terapi planlama yetkinliğinizi arttıracaktır.
Programın Yapısı
Atölye, klasik didaktik sunumlardan farklı olarak, aktif katılım ve etkileşim üzerine kurgulanmıştır. Her oturumda:
- Özgün vaka sunumu: Daha önce paylaşılmamış, gerçek bir vaka öyküsü davranışsal değerlendirme çerçevesinde aktarılır.
- Küçük grup çalışması: Katılımcılar, DATEM terapistinin geri bildirimleri eşliğinde vakanın formülasyonunu birlikte geliştirir.
- Karşılaştırmalı formülasyon: Tüm grup bir araya gelerek vakanın ayrıntılı formülasyonunu tartışır.
- Terapi planlama: Katılımcı önerileri doğrultusunda potansiyel terapi yöntemleri değerlendirilir, bireye özgü plan yapılandırılır.
- Gerçek terapi süreci: Vakaya hizmet veren DATEM terapisti, sürecin seans seans nasıl ilerlediğini, hangi egzersizlerin planlandığını ve hangi yöntemlerin etkili olduğunu paylaşır.
Bu atölyeyi tamamlayan katılımcılar:
- Gerçek vakaları tanı merkezli değil tanılar üstü yaklaşımla sorunu üzerinden değerlendirilir.
- İşlevsel analiz ile danışanın sorunlarını sürdüren sistemi formüle eder.
- Formülasyon doğrultusunda üç dalga davranışçılığın uygun terapi yöntemlerini seçer.
- Terapi yöntemlerinin kullanımını bireye özgü tasarlar, uygun egzersizler düzenler.
- Zorlayıcı klinik vakalarda belirsizliği yönetme ve karar netleştirme becerisi kazanır.
- Grup çalışmaları ve DATEM terapistlerinin geri bildirimleri sayesinde farklı klinik bakış açılarını görme fırsatı bulur.
- Klinik duyuş kapasitesini geliştirir.
Neden bu atölyeye katılmalıyım?
- Teoriyi uygulamaya taşıyın: Öğrendiklerini gerçek klinik vakalar üzerinden uygulamaya dökün.
- Bilgiyi danışan karşısında sentezleyin: BDT eğitiminde kazandığınız bilgiyi ilke düzeyinden danışana özgü çözümlere dönüştürün.
- Uzman desteği ile güvende ilerleyin: Anında geri bildirim ve profesyonel rehberlikle becerilerinizi güvenle geliştirin.
- Klinik duyuş kapasitenizi güçlendirin: Terapistliğin özü olan bu beceriyi, gerçek vakalarla deneyimleyerek derinleştirin.
Vaka Tanıtımları
"Zengin ve asil görünmek istiyorum." - Alışveriş bağımlılığında işlevsel perspektif
Psk. Dr. Betül Ç. Huyut
Prestijli markalara aşırı değer atfeden ve alışveriş yapma üzerindeki kontrolünü kaybeden bu danışan, yoğun suçluluk, ilişki sorunları ve maddi kayıplar yaşıyordu. Terapi sürecinde, benlik algısının sosyal karşılaştırmalar ve onay arayışıyla nasıl şekillendiği; alışverişin ise yalnızca tüketim değil, kimlik inşası ve duygu düzenleme aracı olarak nasıl işlev gördüğü ortaya kondu. Bu vaka, bağımlılık davranışlarının görünmeyen işlevlerini anlamak açısından çarpıcı bir örnek sunuyor.
"Annem gibi bir kadın olmamalıyım!" - Annesiyle değersizlik yüklenen bir vaka
Klinik Psikolog Emine Özkan Veyselgil
Çocuklukta edinilen mesajlar, yetişkinlikteki ilişkilerin görünmez mimarı olabilir. Bu danışan, annesiyle kurduğu bağdan taşıdığı değersizlik hissiyle, yetişkin yaşamında kendini ifade etme, bağ kurma ve sınır koyma süreçlerinde sürekli zorlanıyordu. Geçmişten öğrenilmiş ilişki kalıpları, bugünkü davranışlarını ve seçimlerini sessizce yönlendiriliyordu. Terapi sürecinde, bu kalıpların fark edilmesi, işlevsel analiz yoluyla davranışların anlamlandırılması ve psikolojik esnekliğin gelişmesi üzerine çalıştık. Bu vaka, çocukluk deneyimlerinin bugünkü kimlik ve ilişkiler üzerindeki güçlü etkisini gözler önüne sererken, değişimin mümkün olduğunu da gösteriyor.
"Eyvah! Heteroseksüel olur muyum?" - Sıra dışı bir takıntı vakası
Klinik Psikolog Atakan Aktürk
Kendini gay olarak tanımlayan, feminen ifade tarzını benimseyen ve kimliğiyle görünür olmaktan çekinmeyen inançlı bir danışan... Ancak zihnini sürekli meşgul eden, kimliğini ve illişkilerini derinden etkileyen yoğun bir kaygı vardı: Dini inanç ve ibadetlerinin ifade biçimini değiştireceği ve heteroseksüel gibi algılanacağı kaygısı. Bu kaygı, günlük yaşamını şekillendiren kaçınma ve kontrol örüntüleriyle birleşiyor; danışanı hemkendi hem çevresiyle ilişkilerinde sıkıştırıyordu. Vaka, kimlik ve normatiflik çatışmasının çok katmanlı doğasını, sosyal ve kültürel bağlamda ele alarak incelenecek.
"Sırat köprüsündeki soruları ezberliyorum." - Yaşarken ölüme hazırlanan bir vaka
Klinik Psikolog Dilara Ayata Barutçu
Bu danışan için ölüm yalnızca gelecekteki bir olasılık değil, bugünün tam anlamını gölgeleyen bir gerçeklikti. Ölümden sonraki belirsizlik kadar, hayatın geçiciliğini de derin bir anlamsızlık duygusunu besliyordu. Gündelik yaşama katılmakta zorlanıyor, her ilişkiye ve her olaya "nasıl olsa bitecek" düşüncesi eşlik ediyordu. Bu varoluşsal sıkışmışlık, hem duygudal yoğunluğu hem de kaçınma davranışlarını giderek arttırıyordu. Vaka, ölüm ve yaşam arasındaki bu ince çizgide, anlamsızlık hissinin nasıl çözümlendiğini ve sürdürücü mekanizmalara odaklanan terapi sürecini gözler önüne seriyor.
"Aynadaki kadın ben değilim." - Kanserle bedenine yabancılaşan bir vaka
Klinik Psikolog Selin Sak
Meme kanseri tanısı, bu danışan için yalnızca bir sağlık krizi değil, bedenle ve kadınlık kimliğiyle ilişkisini sarsan derin bir dönem noktasıydı. Tedavi sürecindeki ağrılar, memenin alınması ve saç kaybı gibi değişiklikler, aynadaki yansımasını tanıyamamasına yol açıyordu. Sağlık kaybının getirdiği üzüntü ve belirsizlik, yaşam akışına dair algısını kökten değiştirirken, kendine bakışını da yeniden şekillendiriyordu. Bu vaka, ağır bir yaşam krizinde beden algısının nasıl parçalanabildiğini; psikoterapiyle, duygu toleransının gelişmesi, hastalığı kabul ve yeniden güçlenme sürecinin nasıl inşa edildiğini ortaya koyuyor.
"Annemin isteklerini yapmazsam huzur bulamam." - Bireyselleşemeyen bir vaka
Klinik Psikolog Ecem Güloğlu
Aile içindeki müdahaleci ve sınır ihlali içeren ilişkiler, bu danışanın yaşamının hemen her alanına sızmıştı. Kendi ihtiyaçlarını erteleyerek huzuru korumaya çalışıyor, ancak bunun bedelini yoğun üzüntü ve kaygı ile ödüyordu. Romantik ilişkisi de, aile içinde üstlendiği rolleri yeniden ürettiği bir alan haline gelmişti. Terapi süreci, bu görünmez bağlarını ve otomatik ilişki örüntülerinin fark edilmesiyle başladı; danışanın sınır koyma becerilerini güçlendirmesi ve ilişkilerdeki konumunu yeniden yapılandırmasıyla derin bir dönüşüme evrildi. Bu vaka, bireyselleşmenin önündeki içsel ve ilişkisel engelleri tüm çıplaklığıyla gösteriyor.